2024, Bitcoin'in 100 bin doları aşması ve Yapay Zeka'nın cep telefonlarına girmesiyle sona erdi. Peki 2025'te bizi neler bekliyor? BBC Teknoloji Editörleri Ben Morris ve Zoe Kleinman, yılın en önemli teknoloji trendlerini mercek altına alıyor.

Kripto Paraların Geleceği: Trump Etkisi

2022'deki kripto piyasası karamsar bir tablo sunuyordu. FTX'in çöküşü ve Sam Bankman-Fried'ın hapis cezası sektörün güvenilirliğini sarstı. Kripto paraların niş bir ürün olarak kalacağı düşünülüyordu. Ancak Donald Trump'ın yeniden başkan seçilmesiyle birlikte sektörde yeni bir umut doğdu. Trump'ın kripto dostu politikaları beklentileri yükseltti. Aralık ayında, kripto para piyasasına daha olumlu yaklaşan Paul Atkins'in Borsa Komisyonu başkanlığına getirileceği açıklandı. Bu haber, Bitcoin değerinin 100 bin doları geçmesine katkıda bulundu. Standard Chartered'ın dijital varlık araştırmaları biriminin başındaki Geoffrey Kendrick, Trump'ın yönetimi altında proaktif düzenlemelerin yapılacağını ve bankaların sektöre girmesinin önünü açacak düzenlemelerin kaldırılacağını düşünüyor. Özellikle, 2022'de yürürlüğe giren ve bankaların kripto para hizmetleri sunmasını zorlaştıran SAB 121 düzenlemesinin kaldırılması bekleniyor. Bu durum, Trump'ın ABD'yi dünyanın kripto para başkenti yapma sözünü tutmasına yardımcı olabilir. Bu durum, 2021'de Bitcoin'e "yolsuzluk" diyen Trump için büyük bir U dönüşü anlamına gelecektir.

Kişiselleşen Yapay Zeka: Güven Sorunu

Apple, Google ve Samsung gibi şirketlerin geliştirdiği Yapay Zeka (AI) araçları, fotoğraf düzenleme, çeviri ve internet araması gibi işlevlerle telefonlarımıza girdi. Bu durum, AI'nın günlük hayatımızın daha da içine işlediği yeni bir çağın başlangıcını işaret ediyor. Ancak, bu araçlara güvenmek gerekiyor. Bir Yapay Zeka aracı, erişim izni verilirse, günlük hayatımızı yönetmemize yardımcı olabilir. Ancak bu noktada nereye kadar gidilmeli? AI'nın kişisel ilişkilerimiz, sağlık bilgilerimiz gibi hassas verilerimize erişmesine izin vermenin riskleri nelerdir? Bu bilgiler, bir güvenlik açığı durumunda büyük sorunlara yol açabilir. Büyük teknoloji şirketlerine bu verileri emanet etmenin güvenilirliği tartışmalı bir konu. Microsoft'un Recall adlı uygulaması, masaüstünün ekran görüntülerini alarak kullanıcı verilerini toplama girişimiyle eleştirilmişti. Teknoloji araştırma şirketi CCS Insight'ın baş analisti Ben Wood, 2025'te daha fazla kişiselleştirilebilir Yapay Zeka hizmeti görmeyi bekliyor. Bu hizmetler, e-postalar, mesajlar gibi çeşitli verilerle sürekli güncellenerek kullanıcı tercihlerine göre ayarlanabilecek. Ancak Wood, Yapay Zeka'nın kişisel verilere erişimi konusunda güvenin çok önemli olduğunu vurguluyor.

Veri Merkezlerinin Hareketi: Yeni Konumlar

Yapay Zeka yatırımları arttıkça, veri merkezlerine olan ihtiyaç da artıyor. Yapay Zeka'yı eğitmek ve çalıştırmak için büyük işlemci gücü gerekiyor. CCS Insight'a göre, Google, Microsoft ve Meta gibi büyük şirketlerin veri merkezlerine yapacağı yatırım önümüzdeki beş yılda 1 trilyon doları bulabilir. Avrupa'da veri merkezi kapasitesinin yıllık %9 büyümesi bekleniyor. Ancak yeni merkezler, Londra, Frankfurt ve Amsterdam gibi halihazırda yoğunlaşmış şehirlerde değil, daha uygun maliyetli ve enerji kaynaklarına sahip bölgelerde kurulacak. İngiltere'de Cambridge, Manchester ve Birmingham; Avrupa'da ise Prag, Cenevre, Münih, Düsseldorf ve Milan öne çıkıyor. Yeni veri merkezlerinin kalbinde Nvidia'nın Blackwell çipi yer alacak. Bu çip, Yapay Zeka eğitimini dört kat daha hızlı hale getirebiliyor. Amazon, Microsoft ve Meta gibi büyük şirketler bu teknolojinin ilk kullanıcıları arasında yer alıyor. Ancak, arzın kısıtlı olması nedeniyle diğer şirketlerin bu çipe ulaşması zor olabilir.